باب:
ما جاء في
الوضوء.
1. Abdest Konusu İle İlgili Hüküm Ve Farklı Görüşler
-وقول
الله تعالى:
{إذا قمتم إلى
الصلاة
فاغسلوا
وجوهكم
وأيديكم إلى
المرافق
وامسحوا برؤوسكم
وأرجلكم إلى
الكعبين}. /المائدة:
6/.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar
ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın.[Mâide,
6]
قال أبو عبد
الله: وبين
النبي صلى
الله عليه وسلم
أن فرض الوضوء
مرة مرة،
وتوضأ أيضا
مرتين
وثلاثا، ولم
يزد على ثلاث،
وكره أهل
العلم
الإسراف فيه،
وأن يجاوزا
فعل النبي صلى
الله عليه
وسلم.
Ebu Abdullah (Buharî) şöyle demiştir: Nebi s.a.v. abdestin
farzının birer birer yıkamak olduğunu beyan etmiş, aynı zamanda İkişer defa ve
üçer defa yıkayarak abdest almış, üçten fazla yıkamamıştır. İlim ehli abdestte
israfa kaçmayı ve Hz. Peygamber'in yaptığının ötesine geçmeyi mekruh
görmüşlerdir.
AÇIKLAMA: Bu bölüm, abdestin hükümleri, şartları,
niteliği ve abdest öncesi yapılan şeyler ile ilgiü konuları içermektedir.
Buhârî "Abdest Konusu ile İlgili Hüküm ve Farklı Görüşler" sözü ile
selef âlimlerinin abdest âyeti konusundaki görüş farklılıklarına İşaret
etmektedir. Çoğunluk bu âyeti "abdestsiz olarak namaz kılmaya kalktığınız
zaman" şeklinde tefsir etmiştir. Diğer bazılarına göre İse bu emir
herhangi bir hazif söz konusu olmaksızın genel kapsamlı olmakla birlikte,
abdestsiz kimse hakkında farz, diğerleri hakkında ise menduptur.
Bazı âlimler "Namaz kılmaya kalktığınız zaman" İfadesinden
abdestte niyetin farz olduğu sonucunu çıkarmışlardır. Abdestte organları bir
kere yıkamak farz, birden fazla yıkamak ise müstehaptır.
Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını anlatan hadislerde abdest
organlarını üçten fazla yıkadığına dair bir bilgi mevcut değildir. Aksine onun
üçten fazla yıkayanları kınadığı sabittir. Ebu Dâvud ve diğer hadis imamlarının
rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber organlarını üçer defa yıkayarak abdest
almış ve şöyle demiştir: 'Kim bundan fazla veya eksik yaparsa kötülük ve
haksızlık yapmış olur. [Ebu Dâvud, Taharet, 51. (Çev.)] Bu hadisin senedi İyidir (delil olmaya
elverişlidir).
Buhârî "Hz. Peygamber'in. yaptığının ötesine geçmeyi kerih
görmüşlerdir" sözü i!e İbn Ebî Şeybe'nin yine İbn Mesud'dan rivayet ettiği
"Üçten sonra bir şey yoktur" sözüne işaret etmektedir.
Ahmed İbn Hanbel, İshak ve ikisi dışında diğer âlimler üçten
fazla yıkamanın caiz olmadığını söylemişlerdir. İbnü'l-Mübârek şöyle demiştir:
"Bu kişinin günaha girmeyeceğinden emin değilim." İmam Şafiî ise şöyle
demiştir: "Abdest alan kişinin organlarını üçten fazla yıkamasını hoş
karşılamam. Ancak yıkama sırasında organlarının bazı bölümlerine su
değmediğini biliyorsa bu durumda üçten fazla yıkaması istisna edilir, yalnızca
su değmeyen yeri yıkar. Ancak abdesti bitirdikten sonra şüphelenirse yıkamaz.
Ta ki onun durumu, yerilmiş olan vesve-seciliğe dönüşmesin."
باب:
لا تقبل صلاة
بغير طهور.
2. Taharetsiz Namaz Kabul Olmaz
حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي قال:
أخبرنا عبد
الرزاق قال:
أخبرنا معمر،
عن همام بن منبه:
أنه سمع أبا
هريرة يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (لا تقبل
صلاة من أحدث
حتى يتوضأ).
وقال رجل من
حضر موت: ما المحدث
يا أبا هريرة؟
قال: فساء أو
ضراط.
[-135-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullâh sallallahu aleyhi ve
sellem: "Kendisinde hades vâkı` olan kimsenin namazı (o kimse) abdest
almadıkça kabul olunmaz." buyurdu. Hadramevt ahâlîsinden biri: "Ya
Eba Hureyre, hades nedir?" diye sordu. "Sessiz veya sesli yel."
cevâbını verdi.
AÇIKLAMA: Konu başlığında "taharet" ile
kasdedilen abdest ve gusülden daha genel bir anlamdır.
Bu hadisteki "kabul"den kasıt, sahihlik ve
yeterliliktir. Kabulün gerçek anlamı, ibadetin kişinin borcunu kaldıracak
yeterlilikte yerine gelmiş olmasının sonucudur. Namazın şartlarını yerine
getirmek, kabul sonucunu doğuran yeterliliği barındırdığı için buna mecazen
kabul denilmiştir. "Kahine giden kişinin namazı kabul edilmez"
hadisinde İse kabul sözcüğü gerçek anlamı ile kullanılmıştır. Çünkü bazen amel
sahih olduğu halde, bir engel sebebiyle amel kabul edilmemiş olabilir. Bu
sebeple bazı selef âlimleri şöyle demiştir: "Benim bir namazımın kabul
edilmesi benim için bütün dünyadan daha sevimlidir". Bunu İbn Ömer
söylemiştir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Allah yalnız
muttakilerden kabul eder.[Mâide, 20]
Hadisten Çıkan
Bazı Sonuçlar
Bu hadis, abdestsizlik kişinin kendi isteği i!e olsa da
zorunluluktan kaynaklansa da bu şekilde namazın batıl olduğunu gösterir.
Her namaz için abdest almak gerekli değildir. Çünkü namazın
kabul edilmemesi, abdest alıncaya kadardır. Abdest aldıktan sonrası ise,
öncesinden farklıdır. Bu da abdest aldıktan sonra namazın mutlak olarak kabul
edilmesini gerektirir.